Mehmet Şimşek: Pazartesi günü tasarruf paketini açıklayacağız

0
108

Mehmet Şimşek: Pazartesi günü tasarruf paketini açıklayacağız

Kamuda tasarruf paketi açıklanacak

Kamu maliyesine ilişkin birçok hususta adım atacağız. Pazartesi günü günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Bu ilk, son olmayacak.

“Amaç enflasyonu tek haneye indirmek”

Amaç enflasyonu tek haneye indirmek. Kur sübvansiyonu, faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Geçmişte arzuladığımız sonuçları alamadık. Tüm sektörlerin durumunu hassasiyetle takip edip elimizden gelen desteği sağlayacağız.

“Verimliliği artıracağız”

Tüm sektörler bizim için çok değerlidir. Kamu bankaları örnek oluyor. ATM ortak havuzu kuruyorlar, böylece verimliliği artırıyorlar. Tüm sektörlerde bu anlayışla hareket etmek lazım. Verimliliği artıracağız, yenilikçilik peşinde koşacağız. Dünyada pazar payı kapmanın başka yolu yok.

“İyileşme çok net şekilde çalışıyor”

Bizim büyümemiz kompozisyondaki iyileşme çok net şekilde çalışıyor. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Geçen sene mayıs ayı itibarıyla yıllık cari açık 60 milyar doların üzerindeydi. 32 milyar doların altına düştük, şubat ayı itibarıyla.

“Türkiye’nin CDS’i 300 baz puanın altına geriledi”

30 milyar doların altına cari açık düşmüştür. Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 altına çekmeyi hedefliyoruz. Eğer Türkiye’de cari açık milli gelire oranla yüzde 2’nin altına düşerse Türkiye’nin dış borcunun milli gelire göre oranı düşüyor. Türkiye’nin CDS’i 300 baz puanın altına geriledi.

“Ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı yatırıma, üretime, istihdama ve nihai olarak ihracata dönüştüreceğiz”

Cari açığın kalıcı şekilde yüzde 2.5’in altına düşürülmesi için yeşil, dijital dönüşüm, yeni sanayi politikası uygulamaya koyuyoruz. Bunun birçok bileşeni var. STB’nin çok güzel girişimleri var. Sanayiyi sadece piyasalara bırakamayız. Sanayide dönüşümü kamunun rehberliğinde biraz iteklemesiyle hızlandıracağız. Dolayısıyla cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2,5’i hatta yüzde 2’nin altını bekliyoruz.

Altına yönelik kota uygulamasına gittik, çıkar çevreleri memnun değil, kusura bakmasınlar. Ülkede olmayan metali ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak. Vatandaşın tercihine saygılıyım. Ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı yatırıma, üretime, istihdama ve nihai olarak ihracata dönüştüreceğiz. Bu Cumhurbaşkanımızın vizyonu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bankaların fiyatlamasına karışmak istemiyoruz. Kamunun kaynakları kıttır, tercih yapmak zorundasınız.

“Verimlilik ekonomisi peşindeyiz”

Bankalara söyledim. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırım yapabiliyorsunuz ya da dışarıdan borçlanıyorsunuz. Biz isteriz ki tasarrufları yatırımları artıralım, doğru alanlara bunları kanalize edelim. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.

“Finansa erişimde sorun yok”

Finansmana erişimde şu anda sorun yok. Türk bankaları ve şirketleri küresel finansmana erişimde giderek çok daha iyi bir noktaya geldi. Geçen senenin ilk 5 ayında bankaların dış borç çevirme oranı yüzde 96’ydı. Bankalar 100 dolar borç ödüyordu, 96 dolar bulabiliyordu. Bugün 100 dolar borç ödediğinde 148 dolar bulabiliyor.

“Türkiye’nin konumu çok güçlüdür, bölgemizde bir numarayız, dünyada da ilk üçteyiz”

Finansmana erişim artmıştır. Uluslararası bankalarda Türkiye’nin konumu çok güçlüdür, bölgemizde bir numarayız, dünyada da ilk üçteyiz. Kredi derecelendirme kuruluşları da bu gelişmeleri fark ettiler, gecikmeli de olsa, notumuzu artırıyorlar, hepsinin görünümü pozitif. Bu program devam etsin, biz notu artıracağız demek.

“Finansman maliyetimiz azalıyor”

Türkiye’nin risk primi bugün 300 baz puanın altında. 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Dışarıdan kaynak bulduğunuzda benzer vadedeki ABD hazine kağıtlarının maliyeti üzerine genelde bunu koyarlar. Finansman maliyetimiz azalıyor.

“Vatandaş enflasyon yüksek diyebilir”

Vatandaş enflasyon yüksek diyebilir. Mayıs ayı enflasyonu son 12 ayın enflasyonudur. Nisan ayı enflasyonu son 12 ayda gerçekleşen enflasyondur. Ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bunun sektörel olarak fiyat baskısı var, bütçe açığı üzerinden fiyat baskısı var. Tedbir almasaydık yüzde 10’a doğru gidiyordu.

“KDV’yi artırmayacağız”

Tedbirlerin bir kısmı enflasyonist. Ne yaptık, bazı vergileri artırdık, KDV’yi artırdık, bu sene artıracak mıyız, hayır. Bu temmuz ağustosta sistemden çıkınca enflasyon aşağı gelecek. Bu işi yapanlar az biraz okumuşlar bilirler ki, para politikası etkileri gecikmeyle etkili olur.

“Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız”

Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var. Çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz. Program çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.

“Merkez Bankası çok iyi iş çıkardı”

Enflasyonla ilgili dün Merkez Bankası geniş değerlendirmelerde bulundu, çok iyi iş çıkarıyorlar, ekip çok güçlü. Piyasada bu işi bilenlerin beklentisi önümüzdeki 12 ayda enflasyonun yüzde 35 civarına ineceği. Bu bizim öngörülerimizin üzerinde. Enflasyon düştükçe aşağı yönlü ivme kazandıkça hedef ve öngörüler arasındaki makasın kapanacağını düşünüyoruz.

“Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız”

Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız. En büyük önceliğimiz vatandaşın bu hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Gelir, kurumlar, KDV’yle oynamayacağız dedik. Belli çevreler hala bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyorlar. Seçim arifesinde vatandaşı bu çevreler yanlış yönlendirdiler. Finansman o kadar bol ki, almak zorunda kalıyoruz. Buraya güven var. Uluslararası normlara dayalı politika seti var. İhracatçımızın yanındayız ve onlarla birlikte sorunları çözeceğiz, verimliliği artıracağız. Yapısal dönüşüm zaman alıyor, sürekli iyileştirme gerekiyor.

Bakan Şimşek’in konuşmasında öne çıkan diğer konular

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da Türkiye’nin ATM Merkezi-TAM projesinin lansmanında konuştu.

Bakan Şimşek, konuşmasında Türkiye ekonomisindeki son durumu ve yakın gelecekteki yapılması planlananları değerlendirdi.

Şimşek, konuşmasında enflasyon mesajı vererek, kalıcı bir şekilde düşeceğini söyledi.

Enflasyonun kalıcı şekilde kontrol alınması gerektiğinin önemine vurgu yapan ve vatandaşın hayat pahalılığını azaltmak konusundaki hamlelere değinen Şimşek, kamuda tasarrufa değindi.

Şemşek, daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın alınacağını açıkladığı kamuda tasarruf tedbirleri ile ilgili ayrıntıların kamuoyu ile paylaşılacağı tarihi şöyle açıkladı:

Bakan Şimşek, toplantıda ilk hedefin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

Şimşek konuşmasında Türkiye ekonomisinin verilerine değinerek, cari açığın milli gelire oranını yüzde 2,5’in altına çekmenin hedeflendiğini belirterek şöyle devam etti:

Bakan Şimşek’in konuşmasında öne çıkan diğer ifadeler şöyle oldu:

-İç talebin büyümeye katkısı hala güçlü. Ama iç talep bir miktar daha yumuşayacak.

-İhracatçılar için pazar büyüyecek. Esas olan rekabet ve verimliliği artırmak. Faiz ve kur sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Bunu gördük.

-Cari açığın milli gelire oranını yüzde 2,5’in altına çekmeyi hedefliyoruz bu sene. Bu oranın altına düşerse, Türkiye’nin dış borcu düşüyor. İkincisi Türkiye’nin rezerv pozisyonunu iyileştirmek için bir fırsat sunuyor.

-Kur ve faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız.

-Özel sektör bankaların ilgisi bizi çok sevindiriyor.

Kamu maliyesine ilişkin birçok hususta adım atacağız. Pazartesi günü günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Bu ilk, son olmayacak.

Amaç enflasyonu tek haneye indirmek. Kur sübvansiyonu, faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Geçmişte arzuladığımız sonuçları alamadık. Tüm sektörlerin durumunu hassasiyetle takip edip elimizden gelen desteği sağlayacağız.

Tüm sektörler bizim için çok değerlidir. Kamu bankaları örnek oluyor. ATM ortak havuzu kuruyorlar, böylece verimliliği artırıyorlar. Tüm sektörlerde bu anlayışla hareket etmek lazım. Verimliliği artıracağız, yenilikçilik peşinde koşacağız. Dünyada pazar payı kapmanın başka yolu yok.

Bizim büyümemiz kompozisyondaki iyileşme çok net şekilde çalışıyor. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Geçen sene mayıs ayı itibarıyla yıllık cari açık 60 milyar doların üzerindeydi. 32 milyar doların altına düştük, şubat ayı itibarıyla.

30 milyar doların altına cari açık düşmüştür. Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 altına çekmeyi hedefliyoruz. Eğer Türkiye’de cari açık milli gelire oranla yüzde 2’nin altına düşerse Türkiye’nin dış borcunun milli gelire göre oranı düşüyor. Türkiye’nin CDS’i 300 baz puanın altına geriledi.

Cari açığın kalıcı şekilde yüzde 2.5’in altına düşürülmesi için yeşil, dijital dönüşüm, yeni sanayi politikası uygulamaya koyuyoruz. Bunun birçok bileşeni var. STB’nin çok güzel girişimleri var. Sanayiyi sadece piyasalara bırakamayız. Sanayide dönüşümü kamunun rehberliğinde biraz iteklemesiyle hızlandıracağız. Dolayısıyla cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2,5’i hatta yüzde 2’nin altını bekliyoruz.

Altına yönelik kota uygulamasına gittik, çıkar çevreleri memnun değil, kusura bakmasınlar. Ülkede olmayan metali ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak. Vatandaşın tercihine saygılıyım. Ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı yatırıma, üretime, istihdama ve nihai olarak ihracata dönüştüreceğiz. Bu Cumhurbaşkanımızın vizyonu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bankaların fiyatlamasına karışmak istemiyoruz. Kamunun kaynakları kıttır, tercih yapmak zorundasınız.

Bankalara söyledim. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırım yapabiliyorsunuz ya da dışarıdan borçlanıyorsunuz. Biz isteriz ki tasarrufları yatırımları artıralım, doğru alanlara bunları kanalize edelim. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.

Finansmana erişimde şu anda sorun yok. Türk bankaları ve şirketleri küresel finansmana erişimde giderek çok daha iyi bir noktaya geldi. Geçen senenin ilk 5 ayında bankaların dış borç çevirme oranı yüzde 96’ydı. Bankalar 100 dolar borç ödüyordu, 96 dolar bulabiliyordu. Bugün 100 dolar borç ödediğinde 148 dolar bulabiliyor.

Finansmana erişim artmıştır. Uluslararası bankalarda Türkiye’nin konumu çok güçlüdür, bölgemizde bir numarayız, dünyada da ilk üçteyiz. Kredi derecelendirme kuruluşları da bu gelişmeleri fark ettiler, gecikmeli de olsa, notumuzu artırıyorlar, hepsinin görünümü pozitif. Bu program devam etsin, biz notu artıracağız demek.

Türkiye’nin risk primi bugün 300 baz puanın altında. 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Dışarıdan kaynak bulduğunuzda benzer vadedeki ABD hazine kağıtlarının maliyeti üzerine genelde bunu koyarlar. Finansman maliyetimiz azalıyor.

Vatandaş enflasyon yüksek diyebilir. Mayıs ayı enflasyonu son 12 ayın enflasyonudur. Nisan ayı enflasyonu son 12 ayda gerçekleşen enflasyondur. Ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bunun sektörel olarak fiyat baskısı var, bütçe açığı üzerinden fiyat baskısı var. Tedbir almasaydık yüzde 10’a doğru gidiyordu.

Tedbirlerin bir kısmı enflasyonist. Ne yaptık, bazı vergileri artırdık, KDV’yi artırdık, bu sene artıracak mıyız, hayır. Bu temmuz ağustosta sistemden çıkınca enflasyon aşağı gelecek. Bu işi yapanlar az biraz okumuşlar bilirler ki, para politikası etkileri gecikmeyle etkili olur.

Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var. Çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz. Program çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.

Enflasyonla ilgili dün Merkez Bankası geniş değerlendirmelerde bulundu, çok iyi iş çıkarıyorlar, ekip çok güçlü. Piyasada bu işi bilenlerin beklentisi önümüzdeki 12 ayda enflasyonun yüzde 35 civarına ineceği. Bu bizim öngörülerimizin üzerinde. Enflasyon düştükçe aşağı yönlü ivme kazandıkça hedef ve öngörüler arasındaki makasın kapanacağını düşünüyoruz.

Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız. En büyük önceliğimiz vatandaşın bu hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Gelir, kurumlar, KDV’yle oynamayacağız dedik. Belli çevreler hala bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyorlar. Seçim arifesinde vatandaşı bu çevreler yanlış yönlendirdiler. Finansman o kadar bol ki, almak zorunda kalıyoruz. Buraya güven var. Uluslararası normlara dayalı politika seti var. İhracatçımızın yanındayız ve onlarla birlikte sorunları çözeceğiz, verimliliği artıracağız. Yapısal dönüşüm zaman alıyor, sürekli iyileştirme gerekiyor.

Kamu maliyesine ilişkin birçok hususta adım atacağız. Pazartesi günü günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Bu ilk, son olmayacak.

Amaç enflasyonu tek haneye indirmek. Kur sübvansiyonu, faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Geçmişte arzuladığımız sonuçları alamadık. Tüm sektörlerin durumunu hassasiyetle takip edip elimizden gelen desteği sağlayacağız.

Tüm sektörler bizim için çok değerlidir. Kamu bankaları örnek oluyor. ATM ortak havuzu kuruyorlar, böylece verimliliği artırıyorlar. Tüm sektörlerde bu anlayışla hareket etmek lazım. Verimliliği artıracağız, yenilikçilik peşinde koşacağız. Dünyada pazar payı kapmanın başka yolu yok.

Bizim büyümemiz kompozisyondaki iyileşme çok net şekilde çalışıyor. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Geçen sene mayıs ayı itibarıyla yıllık cari açık 60 milyar doların üzerindeydi. 32 milyar doların altına düştük, şubat ayı itibarıyla.

30 milyar doların altına cari açık düşmüştür. Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 altına çekmeyi hedefliyoruz. Eğer Türkiye’de cari açık milli gelire oranla yüzde 2’nin altına düşerse Türkiye’nin dış borcunun milli gelire göre oranı düşüyor. Türkiye’nin CDS’i 300 baz puanın altına geriledi.

Cari açığın kalıcı şekilde yüzde 2.5’in altına düşürülmesi için yeşil, dijital dönüşüm, yeni sanayi politikası uygulamaya koyuyoruz. Bunun birçok bileşeni var. STB’nin çok güzel girişimleri var. Sanayiyi sadece piyasalara bırakamayız. Sanayide dönüşümü kamunun rehberliğinde biraz iteklemesiyle hızlandıracağız. Dolayısıyla cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2,5’i hatta yüzde 2’nin altını bekliyoruz.

Altına yönelik kota uygulamasına gittik, çıkar çevreleri memnun değil, kusura bakmasınlar. Ülkede olmayan metali ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak. Vatandaşın tercihine saygılıyım. Ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı yatırıma, üretime, istihdama ve nihai olarak ihracata dönüştüreceğiz. Bu Cumhurbaşkanımızın vizyonu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bankaların fiyatlamasına karışmak istemiyoruz. Kamunun kaynakları kıttır, tercih yapmak zorundasınız.

Bankalara söyledim. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırım yapabiliyorsunuz ya da dışarıdan borçlanıyorsunuz. Biz isteriz ki tasarrufları yatırımları artıralım, doğru alanlara bunları kanalize edelim. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.

Finansmana erişimde şu anda sorun yok. Türk bankaları ve şirketleri küresel finansmana erişimde giderek çok daha iyi bir noktaya geldi. Geçen senenin ilk 5 ayında bankaların dış borç çevirme oranı yüzde 96’ydı. Bankalar 100 dolar borç ödüyordu, 96 dolar bulabiliyordu. Bugün 100 dolar borç ödediğinde 148 dolar bulabiliyor.

Finansmana erişim artmıştır. Uluslararası bankalarda Türkiye’nin konumu çok güçlüdür, bölgemizde bir numarayız, dünyada da ilk üçteyiz. Kredi derecelendirme kuruluşları da bu gelişmeleri fark ettiler, gecikmeli de olsa, notumuzu artırıyorlar, hepsinin görünümü pozitif. Bu program devam etsin, biz notu artıracağız demek.

Türkiye’nin risk primi bugün 300 baz puanın altında. 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Dışarıdan kaynak bulduğunuzda benzer vadedeki ABD hazine kağıtlarının maliyeti üzerine genelde bunu koyarlar. Finansman maliyetimiz azalıyor.

Vatandaş enflasyon yüksek diyebilir. Mayıs ayı enflasyonu son 12 ayın enflasyonudur. Nisan ayı enflasyonu son 12 ayda gerçekleşen enflasyondur. Ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bunun sektörel olarak fiyat baskısı var, bütçe açığı üzerinden fiyat baskısı var. Tedbir almasaydık yüzde 10’a doğru gidiyordu.

Tedbirlerin bir kısmı enflasyonist. Ne yaptık, bazı vergileri artırdık, KDV’yi artırdık, bu sene artıracak mıyız, hayır. Bu temmuz ağustosta sistemden çıkınca enflasyon aşağı gelecek. Bu işi yapanlar az biraz okumuşlar bilirler ki, para politikası etkileri gecikmeyle etkili olur.

Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var. Çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz. Program çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.

Enflasyonla ilgili dün Merkez Bankası geniş değerlendirmelerde bulundu, çok iyi iş çıkarıyorlar, ekip çok güçlü. Piyasada bu işi bilenlerin beklentisi önümüzdeki 12 ayda enflasyonun yüzde 35 civarına ineceği. Bu bizim öngörülerimizin üzerinde. Enflasyon düştükçe aşağı yönlü ivme kazandıkça hedef ve öngörüler arasındaki makasın kapanacağını düşünüyoruz.

Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız. En büyük önceliğimiz vatandaşın bu hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Gelir, kurumlar, KDV’yle oynamayacağız dedik. Belli çevreler hala bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyorlar. Seçim arifesinde vatandaşı bu çevreler yanlış yönlendirdiler. Finansman o kadar bol ki, almak zorunda kalıyoruz. Buraya güven var. Uluslararası normlara dayalı politika seti var. İhracatçımızın yanındayız ve onlarla birlikte sorunları çözeceğiz, verimliliği artıracağız. Yapısal dönüşüm zaman alıyor, sürekli iyileştirme gerekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz