İsrail basını: ABD bize ihanet ediyor

0
103

İsrail basını: ABD bize ihanet ediyor

ABD’nin kararı İsrail’i rahatsız etti

Gazze’deki çatışma devam ederken, ABD yönetiminin İsrail’e mühimmat sevkiyatını erteleme kararı yalnızca lojistik bir gecikmeden ibaret değil. Bu, aynı zamanda sadık müttefikler arasında büyük bir güven erozyonu anlamına geliyor.

Bu duraklamanın zamanlaması ve mantığı bilhassa rahatsız edici ve İsrail’in Hamas’a yönelik operasyonlarının kritik bir aşamasında yaşanıyor.

“Soru işaretlerine yol açıyor”

Ancak ABD’nin bu kararı, kararsız kararlılığa işaret ediyor. Stratejik ortak olarak güvenilirliği konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

Dahası, karar geçici bir taktiksel değişimden daha fazlasını temsil ediyor; ABD dış politikasında uzun süreli jeopolitik yansımaları olabilecek olası bir değişikliğin sinyalini veriyor.

ABD, tarihsel olarak İsrail’in en sadık müttefiki olmuştur; yalnızca askeri yardım sağlamakla kalmamış, aynı zamanda İsrail’in uluslararası platformlarda kendisini savunma hakkını da savunmuştur.

“ABD’nin kesin desteği vazgeçilmez”

Hamas’ın mevzilerini güçlendirmek ve İsrail’e saldırı başlatmak için kullandığı tüneller ve ikmal hatları ağındaki kritik düğüm noktasını teşkil ediyor.

İsrail önemli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaya devam ederken, başlıca müttefikinin kesin desteği vazgeçilmezdir.

Bu sadece bölgenin istikrarı açısından değil, aynı zamanda taahhütlerin yerine getirilmesi ve ittifaklara saygı gösterilmesi gereken uluslararası ilişkilerin bütünlüğü açısından da hayati önem taşıyor.

İsrail kamuoyu, ABD’nin askeri yardım sevkiyatını durdurma kararını tepkiyle karşıladı.

ABD’nin, bu adımla İsrail’in güvenliğini tehdit ettiği belirtilerek, “Müttefiklerin ihaneti” ifadesi kullanıldı.

Jerusalem Post gazetesinin yayınladığı başyazıda, yardımın geciktirilmesinin İsrail’in düşmanlarını “cesaretlendirdiği” belirtildi.

ABD’nin yalnızca askeri yardım sağlamakla kalmaması gerektiği ifade edilerek, aynı zamanda açık ve tutarlı bir dayanışma mesajı da vermesinin gerekliliği vurgulandı.

“Bir müttefikten şüphe etmek…” ifadesiyle başlayan yazıda şöyle denildi:

Müttefiklerin kriz zamanlarında tutarlı ve güvenilir desteğe ihtiyaç duydukları ifade edilerek şunlar aktarıldı:

İsrail’in Hamas üzerindeki baskıyı sürdürme ihtiyacının “abartılamaz” olduğu savunulurken, Refah’ın “sıradan bir savaş alanı” olmadığı kaydedildi.

Söz konusu yazıda, Refah konusunda bazı iddialar ortaya atılırken, İsrail’in güvenlik sorunları yaşadığı ve ABD’ye ihtiyaç duyduğu ifade edildi:

Gazze’deki çatışma devam ederken, ABD yönetiminin İsrail’e mühimmat sevkiyatını erteleme kararı yalnızca lojistik bir gecikmeden ibaret değil. Bu, aynı zamanda sadık müttefikler arasında büyük bir güven erozyonu anlamına geliyor.

Bu duraklamanın zamanlaması ve mantığı bilhassa rahatsız edici ve İsrail’in Hamas’a yönelik operasyonlarının kritik bir aşamasında yaşanıyor.

Ancak ABD’nin bu kararı, kararsız kararlılığa işaret ediyor. Stratejik ortak olarak güvenilirliği konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

Dahası, karar geçici bir taktiksel değişimden daha fazlasını temsil ediyor; ABD dış politikasında uzun süreli jeopolitik yansımaları olabilecek olası bir değişikliğin sinyalini veriyor.

ABD, tarihsel olarak İsrail’in en sadık müttefiki olmuştur; yalnızca askeri yardım sağlamakla kalmamış, aynı zamanda İsrail’in uluslararası platformlarda kendisini savunma hakkını da savunmuştur.

Hamas’ın mevzilerini güçlendirmek ve İsrail’e saldırı başlatmak için kullandığı tüneller ve ikmal hatları ağındaki kritik düğüm noktasını teşkil ediyor.

İsrail önemli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaya devam ederken, başlıca müttefikinin kesin desteği vazgeçilmezdir.

Bu sadece bölgenin istikrarı açısından değil, aynı zamanda taahhütlerin yerine getirilmesi ve ittifaklara saygı gösterilmesi gereken uluslararası ilişkilerin bütünlüğü açısından da hayati önem taşıyor.

Gazze’deki çatışma devam ederken, ABD yönetiminin İsrail’e mühimmat sevkiyatını erteleme kararı yalnızca lojistik bir gecikmeden ibaret değil. Bu, aynı zamanda sadık müttefikler arasında büyük bir güven erozyonu anlamına geliyor.

Bu duraklamanın zamanlaması ve mantığı bilhassa rahatsız edici ve İsrail’in Hamas’a yönelik operasyonlarının kritik bir aşamasında yaşanıyor.

Ancak ABD’nin bu kararı, kararsız kararlılığa işaret ediyor. Stratejik ortak olarak güvenilirliği konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

Dahası, karar geçici bir taktiksel değişimden daha fazlasını temsil ediyor; ABD dış politikasında uzun süreli jeopolitik yansımaları olabilecek olası bir değişikliğin sinyalini veriyor.

ABD, tarihsel olarak İsrail’in en sadık müttefiki olmuştur; yalnızca askeri yardım sağlamakla kalmamış, aynı zamanda İsrail’in uluslararası platformlarda kendisini savunma hakkını da savunmuştur.

Hamas’ın mevzilerini güçlendirmek ve İsrail’e saldırı başlatmak için kullandığı tüneller ve ikmal hatları ağındaki kritik düğüm noktasını teşkil ediyor.

İsrail önemli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaya devam ederken, başlıca müttefikinin kesin desteği vazgeçilmezdir.

Bu sadece bölgenin istikrarı açısından değil, aynı zamanda taahhütlerin yerine getirilmesi ve ittifaklara saygı gösterilmesi gereken uluslararası ilişkilerin bütünlüğü açısından da hayati önem taşıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz