Adalet Bakanı Tunç: Belediye seçimlerinden sonra 4,5 yıllık istikrar süreci olacak

0
108

Adalet Bakanı Tunç: Belediye seçimlerinden sonra 4,5 yıllık istikrar süreci olacak

“4,5 yıllık istikrar süreci olacak”

Belediye seçimlerinden sonra 4,5 yıllık istikrar süreci olacak. Bu süreç kalkınma hamlesinin yeniden başladığı, pandeminin yaralarının sarılıp artık yeniden ekonomide vatandaşlarımızın alım gücünün yükseldiği bir dönem olacak.

Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ülkemizi yine 81 vilayetiyle köyleriyle beldeleriyle geliştirmenin, kalkındırmanın gayretinde olacağız.

“İstanbullu bunun hesabını soracak”

Karanlık iyi değildir, karanlık kötüdür. Bakın o karanlık, daracık odalarda neler çevriliyor görüyor musunuz? Deste deste paraları yığıyorlar. Şimdi de o para kuleleri onları sandığa gömecek. İstanbullu bunun hesabını soracak. Hem yargı soruyor hem de İstanbullu sandıkta soracak.

Nereden geldi bu valizler? ‘Bilmiyoruz.’ Makbuzu nerede? ‘Bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Sorulan soruya cevap verirsin, dersin ki ‘Şuradan aldım.’ ‘Kaç para bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Bunun cevabını sadece İstanbullu değil, 81 vilayette bütün Türkiye cevabını verecek.

“Kumluca gereğini yapar ve yapacak”

Ya o Saadet Partisi’nin Genel Başkanı’na rahmetli Erbakan Hocamıza 28 Şubat’ta ‘kayıp trilyon hırsızı’ demedi mi bunlar? O 28 Şubat’ta boncuk boncuk terletmediler mi? ‘Başörtüsünü yasaklayacaksın, imam hatipleri kapatacaksın’ diye 18 madde açıklayıp, ‘Onları imzalamazsan seni iktidardan düşürürüz.’ diye tehdit etmediler mi? İstifa ettirdiler.

Sonrasında da hapse atmak istediler. Allah’tan sizler Recep Tayyip Erdoğan’ı başa getirdiniz de Erbakan Hocamız hapse girmekten kurtuldu. Anayasa değişikliği, kanun değişikliği yapıldı Meclis’te. Şimdi ‘Beraberiz.’ diyorlar. Nasıl olacak? Kumluca bunu unuttu mu, unutmaz ve gereğini yapar ve yapacak.

“Amerika Birleşik Devletleri’nden, küresel güçlerden alıyor”

Birleşmiş Milletlerin kararlarının hiçbirine uymadılar. Orada aslında bir devlet yok, bir örgüt var. Adeta bir terör örgütü gibi hareket ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçen hafta bir karar aldı, ona da uyan yok.

Yine bugün Uluslararası Adalet Divanı, insani yardımların ulaştırılması ve oradaki çocukların, kadınların, sivillerin korunmasıyla ilgili yeniden tedbir kararı aldı. Ama maalesef bugüne kadar İsrail hiç bu kararlara uymadı. Cesareti de nereden alıyor? Amerika Birleşik Devletleri’nden, küresel güçlerden alıyor. Onlar ona cesaret veriyor.

O da şımarık bir şekilde dünyanın gözü önünde soykırım yapıyor. O nedenle Türkiye olarak güçlü olmak durumundayız. Savunma sanayiinde yüzde 80 yerlilik oranını yakaladık. Milli silahlarımızda terörle mücadelede başarılı olduk. Güneyimizde bir terör devletinin kurulmasını bu sayede engelledik.

“Sen 5 yıl İstanbul’a kayıp yıllar yaşattın”

Şimdi tutuşmuşlar, ‘Amasra’ya sahip çıkın, şuna oy verin’. Ya sen kendine bak. Sen İstanbul’da seçimi kaybediyorsun, haberin yok. Sen 5 yıl İstanbul’a kayıp yıllar yaşattın, sen İstanbul’a çivi çakmadın. Ne yaptın sen İstanbul’a? Tatilden gelmedi. Kar yağdı, millet donuyor. Ama o balıkçı keyfindeydi. Kiminleydi? İngiliz Büyükelçisi ileydi.

Ya sen ne konuşuyorsun yabancıyla? Ne işin var senin ecnebiyle. Orada millet perişan, git AKOM’a giy yeleklerini, ‘İşin başındayız.’ de. Balıkçıda keyifte. Sonra Elazığ’da deprem oldu. Nerede, kayakta. İnsan bir utanır ya. Bir ara verir değil mi? Millet enkaz altındayken kayak yapmak olur mu? Sonra sel oldu. Aşırı yağış İstanbul’da taşkınlara neden oldu.

Yine Bodrum’da yakalandı. Demek ki sürekli tatilde. Bir olay olduğunda onun tatilde olduğunu görüyoruz. Geldi bir saatliğine basın toplantısı yaptı, ‘Benim çoluk çocuk daha Bodrum’da, onların yanına gidiyorum.’ dedi. Ya millet selde boğuşurken kendisi koştu tekrar, tatilini yarıda kesmedi.

“31 Mart’ta İstanbullu sana tatilin nasıl yakıştığını gösterecek”

Şimdi 31 Mart’ta İstanbullu sana tatilin nasıl yakıştığını gösterecek inşallah. Hep beraber ‘Murat Kurum.’ diyeceğiz. Murat Kurum aynı zamanda Ulus’un damadı, eniştesi. Ulus’a da faydası olacak.

İstanbul’da 180 bine yakın Bartınlı var. İnşallah onlar fire vermeden Murat Kurum’un arkasında olacaklar.

“Biz milletimizi sürekli dinleriz”

Sürekli dertleri ’17 bakan niye sahada?’ 17 bakan sadece seçimde sahada değil ki sürekli milletinin arasında. Biz seçimden seçime milletin arasında olanlardan değiliz ki. Biz hem devleti yönetiyoruz, hükümet çalışmalarını aksatmadan sürdürüyoruz hem de sizin aranızdan hiç çıkmıyoruz.

Bizim farkımız bu. Biz milletimizi sürekli dinleriz. Biz milli irade bayrağının yere düşmemesi için onlarla beraber mücadele ederiz. Sen neyin mücadelesini yapıyorsun?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da vatandaşlarla buluştu.

Tunç, Ulus ilçesi ile Kumluca beldesinde partisinin seçim irtibat bürolarını ziyaret etti.

Bakan Tunç, yerel seçimlerin ardından Türkiye’yi 4,5 yıllık kesintisiz bir sürecin beklediğini söyledi.

Kumluca’da vatandaşlara hitap eden Tunç, beldede gerçek belediyecilikle yeni bir dönemin başlayacağını belirterek, başta doğalgaz, çevre yolu, TOKİ ve orman ürünleri fabrikası olmak üzere beldenin beklediği projeleri hayata geçirmek için çalışacaklarını söyledi.

Tunç, deprem, salgın, dış gelişmelerin ekonomiyi olumsuz etkilendiğine değinerek şöyle konuştu:

31 Mart’ta rekor oyla beldede AK Parti’nin ışığının yanacağını ve milli irade bayramının kutlanacağını dile getiren Tunç, şöyle konuştu:

CHP’nin Kumluca’da aday çıkarmaktan korktuğunu, aday çıkaramadığını, Saadet Partisi’ni destekleme kararı aldığını söyleyen Tunç, şu ifadeleri kullandı:

Bakan Tunç, dünyada adaleti, hakkaniyeti, Filistinli mazlumların hakkını savunmaya, dengeli dış politikayla Türkiye eksenini kurmaya devam edeceklerini vurguladı.

Filistin’de katliamın sürdüğünü dile getiren Tunç, şöyle devam etti:

AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan ile AK Parti Kumluca Belediye Başkan adayı Mustafa Bozkurt’un da konuşma yaptığı programın ardından Tunç, vatandaşlarla selamlaştı.

Bakan Tunç, Ulus ilçesinde de gerçek belediyeciliğin Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan adayı Hasan Hüseyin Uzun ile devam edeceğini söyledi.

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarının, sosyal medyadan yayınlanan görüntülerle CHP’nin Amasra Belediye Başkan adayı Recai Çakır için destek istediklerini dile getiren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tunç, yerel seçimlere işaret ederek şöyle dedi:

Adaylar için destek istediklerinde “Bu bakanlar neden sahaya çıktı?” denildiğini aktaran Tunç, şu ifadeleri kullandı:

AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan ile Ulus Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan adayı Hasan Hüseyin Uzun’un da konuşma yaptığı programın ardından Tunç, belediye meclis üyesi adayları ve vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Belediye seçimlerinden sonra 4,5 yıllık istikrar süreci olacak. Bu süreç kalkınma hamlesinin yeniden başladığı, pandeminin yaralarının sarılıp artık yeniden ekonomide vatandaşlarımızın alım gücünün yükseldiği bir dönem olacak.

Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ülkemizi yine 81 vilayetiyle köyleriyle beldeleriyle geliştirmenin, kalkındırmanın gayretinde olacağız.

Karanlık iyi değildir, karanlık kötüdür. Bakın o karanlık, daracık odalarda neler çevriliyor görüyor musunuz? Deste deste paraları yığıyorlar. Şimdi de o para kuleleri onları sandığa gömecek. İstanbullu bunun hesabını soracak. Hem yargı soruyor hem de İstanbullu sandıkta soracak.

Nereden geldi bu valizler? ‘Bilmiyoruz.’ Makbuzu nerede? ‘Bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Sorulan soruya cevap verirsin, dersin ki ‘Şuradan aldım.’ ‘Kaç para bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Bunun cevabını sadece İstanbullu değil, 81 vilayette bütün Türkiye cevabını verecek.

Ya o Saadet Partisi’nin Genel Başkanı’na rahmetli Erbakan Hocamıza 28 Şubat’ta ‘kayıp trilyon hırsızı’ demedi mi bunlar? O 28 Şubat’ta boncuk boncuk terletmediler mi? ‘Başörtüsünü yasaklayacaksın, imam hatipleri kapatacaksın’ diye 18 madde açıklayıp, ‘Onları imzalamazsan seni iktidardan düşürürüz.’ diye tehdit etmediler mi? İstifa ettirdiler.

Sonrasında da hapse atmak istediler. Allah’tan sizler Recep Tayyip Erdoğan’ı başa getirdiniz de Erbakan Hocamız hapse girmekten kurtuldu. Anayasa değişikliği, kanun değişikliği yapıldı Meclis’te. Şimdi ‘Beraberiz.’ diyorlar. Nasıl olacak? Kumluca bunu unuttu mu, unutmaz ve gereğini yapar ve yapacak.

Birleşmiş Milletlerin kararlarının hiçbirine uymadılar. Orada aslında bir devlet yok, bir örgüt var. Adeta bir terör örgütü gibi hareket ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçen hafta bir karar aldı, ona da uyan yok.

Yine bugün Uluslararası Adalet Divanı, insani yardımların ulaştırılması ve oradaki çocukların, kadınların, sivillerin korunmasıyla ilgili yeniden tedbir kararı aldı. Ama maalesef bugüne kadar İsrail hiç bu kararlara uymadı. Cesareti de nereden alıyor? Amerika Birleşik Devletleri’nden, küresel güçlerden alıyor. Onlar ona cesaret veriyor.

O da şımarık bir şekilde dünyanın gözü önünde soykırım yapıyor. O nedenle Türkiye olarak güçlü olmak durumundayız. Savunma sanayiinde yüzde 80 yerlilik oranını yakaladık. Milli silahlarımızda terörle mücadelede başarılı olduk. Güneyimizde bir terör devletinin kurulmasını bu sayede engelledik.

Şimdi tutuşmuşlar, ‘Amasra’ya sahip çıkın, şuna oy verin’. Ya sen kendine bak. Sen İstanbul’da seçimi kaybediyorsun, haberin yok. Sen 5 yıl İstanbul’a kayıp yıllar yaşattın, sen İstanbul’a çivi çakmadın. Ne yaptın sen İstanbul’a? Tatilden gelmedi. Kar yağdı, millet donuyor. Ama o balıkçı keyfindeydi. Kiminleydi? İngiliz Büyükelçisi ileydi.

Ya sen ne konuşuyorsun yabancıyla? Ne işin var senin ecnebiyle. Orada millet perişan, git AKOM’a giy yeleklerini, ‘İşin başındayız.’ de. Balıkçıda keyifte. Sonra Elazığ’da deprem oldu. Nerede, kayakta. İnsan bir utanır ya. Bir ara verir değil mi? Millet enkaz altındayken kayak yapmak olur mu? Sonra sel oldu. Aşırı yağış İstanbul’da taşkınlara neden oldu.

Yine Bodrum’da yakalandı. Demek ki sürekli tatilde. Bir olay olduğunda onun tatilde olduğunu görüyoruz. Geldi bir saatliğine basın toplantısı yaptı, ‘Benim çoluk çocuk daha Bodrum’da, onların yanına gidiyorum.’ dedi. Ya millet selde boğuşurken kendisi koştu tekrar, tatilini yarıda kesmedi.

Şimdi 31 Mart’ta İstanbullu sana tatilin nasıl yakıştığını gösterecek inşallah. Hep beraber ‘Murat Kurum.’ diyeceğiz. Murat Kurum aynı zamanda Ulus’un damadı, eniştesi. Ulus’a da faydası olacak.

İstanbul’da 180 bine yakın Bartınlı var. İnşallah onlar fire vermeden Murat Kurum’un arkasında olacaklar.

Sürekli dertleri ’17 bakan niye sahada?’ 17 bakan sadece seçimde sahada değil ki sürekli milletinin arasında. Biz seçimden seçime milletin arasında olanlardan değiliz ki. Biz hem devleti yönetiyoruz, hükümet çalışmalarını aksatmadan sürdürüyoruz hem de sizin aranızdan hiç çıkmıyoruz.

Bizim farkımız bu. Biz milletimizi sürekli dinleriz. Biz milli irade bayrağının yere düşmemesi için onlarla beraber mücadele ederiz. Sen neyin mücadelesini yapıyorsun?

Belediye seçimlerinden sonra 4,5 yıllık istikrar süreci olacak. Bu süreç kalkınma hamlesinin yeniden başladığı, pandeminin yaralarının sarılıp artık yeniden ekonomide vatandaşlarımızın alım gücünün yükseldiği bir dönem olacak.

Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ülkemizi yine 81 vilayetiyle köyleriyle beldeleriyle geliştirmenin, kalkındırmanın gayretinde olacağız.

Karanlık iyi değildir, karanlık kötüdür. Bakın o karanlık, daracık odalarda neler çevriliyor görüyor musunuz? Deste deste paraları yığıyorlar. Şimdi de o para kuleleri onları sandığa gömecek. İstanbullu bunun hesabını soracak. Hem yargı soruyor hem de İstanbullu sandıkta soracak.

Nereden geldi bu valizler? ‘Bilmiyoruz.’ Makbuzu nerede? ‘Bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Sorulan soruya cevap verirsin, dersin ki ‘Şuradan aldım.’ ‘Kaç para bilmiyoruz.’ Böyle bir şey olabilir mi? Bunun cevabını sadece İstanbullu değil, 81 vilayette bütün Türkiye cevabını verecek.

Ya o Saadet Partisi’nin Genel Başkanı’na rahmetli Erbakan Hocamıza 28 Şubat’ta ‘kayıp trilyon hırsızı’ demedi mi bunlar? O 28 Şubat’ta boncuk boncuk terletmediler mi? ‘Başörtüsünü yasaklayacaksın, imam hatipleri kapatacaksın’ diye 18 madde açıklayıp, ‘Onları imzalamazsan seni iktidardan düşürürüz.’ diye tehdit etmediler mi? İstifa ettirdiler.

Sonrasında da hapse atmak istediler. Allah’tan sizler Recep Tayyip Erdoğan’ı başa getirdiniz de Erbakan Hocamız hapse girmekten kurtuldu. Anayasa değişikliği, kanun değişikliği yapıldı Meclis’te. Şimdi ‘Beraberiz.’ diyorlar. Nasıl olacak? Kumluca bunu unuttu mu, unutmaz ve gereğini yapar ve yapacak.

Birleşmiş Milletlerin kararlarının hiçbirine uymadılar. Orada aslında bir devlet yok, bir örgüt var. Adeta bir terör örgütü gibi hareket ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçen hafta bir karar aldı, ona da uyan yok.

Yine bugün Uluslararası Adalet Divanı, insani yardımların ulaştırılması ve oradaki çocukların, kadınların, sivillerin korunmasıyla ilgili yeniden tedbir kararı aldı. Ama maalesef bugüne kadar İsrail hiç bu kararlara uymadı. Cesareti de nereden alıyor? Amerika Birleşik Devletleri’nden, küresel güçlerden alıyor. Onlar ona cesaret veriyor.

O da şımarık bir şekilde dünyanın gözü önünde soykırım yapıyor. O nedenle Türkiye olarak güçlü olmak durumundayız. Savunma sanayiinde yüzde 80 yerlilik oranını yakaladık. Milli silahlarımızda terörle mücadelede başarılı olduk. Güneyimizde bir terör devletinin kurulmasını bu sayede engelledik.

Şimdi tutuşmuşlar, ‘Amasra’ya sahip çıkın, şuna oy verin’. Ya sen kendine bak. Sen İstanbul’da seçimi kaybediyorsun, haberin yok. Sen 5 yıl İstanbul’a kayıp yıllar yaşattın, sen İstanbul’a çivi çakmadın. Ne yaptın sen İstanbul’a? Tatilden gelmedi. Kar yağdı, millet donuyor. Ama o balıkçı keyfindeydi. Kiminleydi? İngiliz Büyükelçisi ileydi.

Ya sen ne konuşuyorsun yabancıyla? Ne işin var senin ecnebiyle. Orada millet perişan, git AKOM’a giy yeleklerini, ‘İşin başındayız.’ de. Balıkçıda keyifte. Sonra Elazığ’da deprem oldu. Nerede, kayakta. İnsan bir utanır ya. Bir ara verir değil mi? Millet enkaz altındayken kayak yapmak olur mu? Sonra sel oldu. Aşırı yağış İstanbul’da taşkınlara neden oldu.

Yine Bodrum’da yakalandı. Demek ki sürekli tatilde. Bir olay olduğunda onun tatilde olduğunu görüyoruz. Geldi bir saatliğine basın toplantısı yaptı, ‘Benim çoluk çocuk daha Bodrum’da, onların yanına gidiyorum.’ dedi. Ya millet selde boğuşurken kendisi koştu tekrar, tatilini yarıda kesmedi.

Şimdi 31 Mart’ta İstanbullu sana tatilin nasıl yakıştığını gösterecek inşallah. Hep beraber ‘Murat Kurum.’ diyeceğiz. Murat Kurum aynı zamanda Ulus’un damadı, eniştesi. Ulus’a da faydası olacak.

İstanbul’da 180 bine yakın Bartınlı var. İnşallah onlar fire vermeden Murat Kurum’un arkasında olacaklar.

Sürekli dertleri ’17 bakan niye sahada?’ 17 bakan sadece seçimde sahada değil ki sürekli milletinin arasında. Biz seçimden seçime milletin arasında olanlardan değiliz ki. Biz hem devleti yönetiyoruz, hükümet çalışmalarını aksatmadan sürdürüyoruz hem de sizin aranızdan hiç çıkmıyoruz.

Bizim farkımız bu. Biz milletimizi sürekli dinleriz. Biz milli irade bayrağının yere düşmemesi için onlarla beraber mücadele ederiz. Sen neyin mücadelesini yapıyorsun?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz