16 bin hektardan fazla alan, yol sonuna kadar ağaçlandırılacak


AA & Ensonhaber

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ndan elde edilen bilgilere göre, ülke ormanları sürdürülebilir yönetim ilkeleri doğrultusunda koruma, iyileştirme ve karbon depolama kapasitesini artırma amaçlarıyla modern ormancılık teknikleriyle yönetiliyor.

Bu ormancılık faaliyetleri, iklim değişikliğiyle beraber artış gösteren kuraklık, sel ve orman yangınları gibi afetlere karşı mücadelenin yanı sıra, çölleşmeyi önleme, arazi bozulmalarını dengeleme, biyolojik çeşitliliği koruma ve su kaynaklarını güvence altına alma çabalarını içeriyor.

Bu kapsamda, bu yıl 31.800 hektarlık bozuk orman alanının rehabilitasyonu, 16.100 hektarlık alanın ağaçlandırılması, 16.600 hektarlık bölgede erozyon kontrolü ve 13.500 hektarlık alanda sel kontrolü çalışmalarının tamamlanması planlanıyor. Ayrıca, orman alanlarının ülke yüz ölçümünün yüzde 30,1’ine ulaşması hedefleniyor.

ORMAN YANGINI RİSKİ, YILLAR GEÇTİKÇE ARTIYOR

Orman yangınları, yalnızca can ve mal kayıplarına neden olmakla kalmıyor; aynı zamanda orman varlığının azalmasıyla erozyon, sel ve taşkın gibi doğal afetlere de zemin hazırlıyor.

İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışı ve nem düşüşü, her yıl yangın riskini daha da büyütüyor. Türkiye, benzer iklim koşullarına sahip İspanya ve Yunanistan’la kıyaslandığında, 2013-2022 yılları arasında yangın başına ortalama yanan orman alanı açısından daha düşük bir zarara uğradı. Bu dönemde İspanya’da yangın başına 9,84 hektar, Yunanistan’da 33 hektar orman alanı yanarken, Türkiye’de bu ortalama 8,53 hektar olarak kaydedildi.

Geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde meydana gelen 2.579 yangında toplam 15.520 hektar orman zarar görürken, 2024 yılının Ağustos ayı sonuna kadar ise 2.835 yangında 25.143 hektar alan etkilendi. Yalnızca sekiz ayda yanan orman alanı, 2021’deki büyük yangınlar hariç son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Özellikle anız yakma, sigara izmariti ve açık alanda ateş yakma gibi ihmaller, son yıllarda orman yangınlarının artmasına neden olan başlıca faktörler arasında yer alıyor.

Türkiye’de son 10 yılın yangın verilerine göre, çıkan yangınların yüzde 37’si ihmal ve kazalardan (yanan alanın yüzde 40’ı), yüzde 5’i kasıtlı (yanan alanın yüzde 24’ü), yüzde 14’ü doğal nedenlerden (yanan alanın yüzde 1’i) ve yüzde 44’ü tespit edilemeyen sebeplerden (yanan alanın yüzde 35’i) kaynaklanmış olarak kayıtlara geçti.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ UYUM STRATEJİSİ” HAZIRLANIYOR

Türkiye, orman yangınlarıyla mücadelede kapasitesini artırmak amacıyla kara ve hava araç filosunu genişletiyor, yangınlara müdahale süresini kısaltarak oluşabilecek hasarı en aza indirmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda yangın söndürme ekiplerinde görev alan personelin eğitimine de öncelik verilerek etkinliklerinin artırılması sağlanıyor.

Artan orman yangınlarıyla daha sistematik ve kapsamlı bir yaklaşımla mücadele edilerek, yangınların ekolojik, ekonomik ve toplumsal etkilerinin en aza indirilmesi amaçlanıyor.

Bu kapsamda, İklim Değişikliği Uyum Stratejisi’nin hazırlanması, birincil orman ağaçlarının karbon stok seviyelerinin belirlenmesi, kızılçam ormanlarında yangınların su kalitesine etkilerinin analiz edilmesi ve Akdeniz İklim Kuşağı’ndaki 9 orman bölge müdürlüğünde orman ekosistemlerinin kırılganlık analizlerinin yapılması planlanıyor.

Buna ek olarak, önümüzdeki yıl yangına dirençli orman oluşturma çalışmaları çerçevesinde ormanlar ile yerleşim ve tarım alanları arasında yer alan 20 bin hektarlık alana yangına daha dayanıklı ağaç türleri dikilecek.