İstanbul’un en önemli tarihi simgelerinden olan Haydarpaşa Garı’ndaki restorasyon çalışmalarını ve tasarım konseptiyle Türkiye ve dünyada bir ilk olacak “Arkeolojik ve Endüstriyel Miras Parkı Projesi” sürüyor.

Kamuoyunda Haydarpaşa Garı ve Arkeoloji Alanı’nda bir AVM yapılacağı spekülasyonları devam ediyordu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen temmuz-ağustos ve eylül aylarını kapsayan yılın üçüncü çeyreğine ilişkin turizm verilerini açıkladığı toplantıda bu spekülasyonların doğruyu yansıtmadığını bildirdi.

“HAYDARPAŞA ASLA AVM OLMAYACAK”

Bakan Ersoy, İstanbul’da bulunan Haydarpaşa Garı’nın bir turizm ve kültür merkezi olarak korunacağını ve Haydarpaşa’nın asla AVM olmayacağını söyleyerek şu bilgileri verdi:

Haydarpaşa, aslına uygun olarak inşa edilecek. Burada demir yolu ve tren taşımacılığı devam edecek. Danışma Kurulu; Prof. Dr. Luca Molunari (Mimar Küratör), Prof.Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Cılı (İnşaat Mühendisi), Han Tümertekin (Y. Mimar), Beral Madra (Arkeolog Küratör) ve Türkiye Tasarım Vakfı’ndan oluşuyor.

“HAYDARPAŞA KÜLTÜR VADİSİ OLACAK”

Kendi konularında yetkin olan bu insanlarla çalışmaların titizlikle yürütüleceğini bildiren Bakan Ersoy, alanda demir yolu vasfının korunacağını, bir millet bahçesi yapılacağını belirterek şöyle konuştu:

Anadolu Yakası’nda bir kültür vadisi planlıyoruz. 2026 Ekim ayında, İstanbul Kültür Festivali kapsamında Haydarpaşa ve Sirkeci kültür vadelerini İstanbulluların hizmetine sunacağız.

HAYDARPAŞA GARI’NDAKİ RESTORASYON AŞAMASI

Haydarpaşa Garı, Sultan 2. Abdülhamid’in emriyle 116 yıl önce açıldıve o günden itibaren İstanbul’un ve Türkiye’nin en muhteşem sembol yapılarından biri haline dönüştü.

28 Kasım 2010’da çıkan yangın nedeniyle Haydarpaşa Garı’nın çatısının çöktü ve dördüncü katının tamamen kullanılmaz hale geldi.

Şimdi yapılan çalışmalarla Haydarpaşa Garı olası büyük bir depreme yönelik güçlendirildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen arkeolojik kazıların çoğu tamamlandı.

Kazı çalışmaları esnasında milattan önce 5’inci, milattan sonra 7’nci yüzyıllar arasındaki dönemlere ait yaklaşık 12 bin adet sikke ile heykel, sütun başlıkları, cam ve seramik eserler de bulundu.

Milattan sonra 4’üncü, 5’inci yüzyıla kadar uzanan Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait, liman arkası yapılar olarak da tanımlanan dükkanlar, konutlar, sosyal dokunun bir parçası olan kilise ve hamam yapıları olarak tanımlanan yaygın mimari kalıntılar açığa çıkarıldı.

Çok büyük sayıda sikke bulunması bu bölgenin ticari bir merkez olduğunu da gösterdi.

Şimdi İstanbul’un tarihine ışık tutan bu çalışmaların yerli ve yabancı turistler için bir çekim noktası haline geleceğini