Robert Walser'ın edebiyatın kilometre taşlarından birini oluşturan romanı: Haydut


Haber Merkezi

Rüyaları ya da kâbusları beyazperdeye aktarmakta üstüne kimseyi tanımadığımız şahane yönetmen David Lynch, Robert Walser’in Haydut’unu 2018 yılında sinemaya uyarladı.

Belirli bir konu birliğinden yoksun, çağrışıma dayalı anlatım tarzı nedeniyle bugüne kadar sinemaya uyarlanamaz gözüyle bakılan Haydut, Walser’in kısa ama kapsamı en geniş metinlerinden biri. Walser’in eserleri arasında merkezi bir yer işgal eden bu kısa roman, bugün modern edebiyatın önemli kilometre taşlarından biri olarak değerlendiriliyor.

Romana adını veren Haydut bir bohem, bir aylak, beş parasız bir yazardır. Burjuva toplum düzenine uyum sağlayamadığından dışlanmıştır. Davranışları alay konusudur. Mutluluğu arar.

Güvenilmez, işe yaramaz ve avare kahramanların tam da Germen edebiyatında bazı büyük örnekleri olduğunu söyler Walter Benjamin. Nitekim Haydut da bunlardan biridir. Walser’in bütün kahramanları gibi, o da “Gecenin içinden gelir, gecenin zifirî karanlık olduğu yerden”

“KİTAP DAHA GÜZELDİ”

Robert Walser, Haydut’u minyatür bir elyazısıyla kâğıt parçaları üzerine yazmıştı. Sonradan mikrogram adı verilen bu yazı, yazar öldükten sonra deşifre edildi ve Haydut ancak bundan sonra yayınlanabildi.

“Kitabı daha güzeldi” demeye meraklılar için, film gelene kadar kitaba göz atmalarını öneririz. Filmin Mayıs 2019’da vizyona girmesi planlanıyor.

Sayfa: 192

HAYDUT…

Haydut, burjuva toplum düzenine uyum sağlamayı beceremeyen bir iflah olmazın hikâyesidir. Romanla aynı adı taşıyan kahramanı, kendini keşfetme yolculuğunda daldan dala konan bir bohemdir. Beş parasız bir avare, gönül çelen bir densizdir; uğruna kadınlar ölür.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından herkesin mutluluğu aradığı 20’lerin tam ortasında, uçarılığın ve havailiğin altın çağında yazıldı Haydut. Ne ki dünya edebiyatındaki yerini, yazarının ölümünden sonra yayımlandığında alabildi.

EDEBİYATIN KİLOMETRE TAŞI

Robert Walser, Haydut’u minyatür bir elyazısıyla kâğıt parçaları üzerine yazmıştı ve önce mikrogram adı verilen bu yazının deşifre edilmesi gerekiyordu. İsviçreli yazar Robert Walser’in Haydut’u, bugün modern edebiyatın önemli kilometre taşlarından biri olarak değerlendiriliyor.

YAZARA DAİR…

Robert Walser, 1878’de İsviçre’de doğdu. 1895’te aktör olmak için Stuttgart’a gitti; ancak bu gerçekleşmeyince 1896’da Zürich’e yerleşti. İlk şiirleri 1898’de yayınlandı.

Bir süre sonra çalışmaları, Franz Blei’ın dikkatini çekti; onun aracılığıyla Die Insel dergisinin çevresinde bir araya gelen yazarlarla tanıştı; bu dergide öykü ve şiirleri yayımlandı. Araya giren askerlik döneminde yaşadıkları, 1908’de yayımlanacak Yardımcı’ya temel oluşturdu.

İlk kitabı Fritz Kochers Aufsätze, 1904’te Insel Yayınevi’nden çıktı. Walser, 1905’te Berlin’e taşındı. O yıllarda pek çok kısa öykünün yanı sıra Tanner Kardeşler, Jakob von Gunten ve Yardımcı’yı da kaleme aldı. 1913’te yeniden İsviçre’ye dönen Walser, bu dönemde düzyazı ve öykülere yoğunlaştı.

Savaş yıllarında yeniden askere çağrıldı. 1921’de Bern’e gitti; o dönemde üslubu daha da radikal bir nitelik kazandı. Pek çok şiir ve düzyazının yanı sıra Haydut adlı romanı da bu döneme aittir. Bu çok verimli yılların ardından Walser, sağlık sorunları nedeniyle ölünceye dek (1956) yaşamının 57 yılını bir sanatoryumda geçirdi.