Edebiyat özgürlüktür şiarıyla hareket eden yetkin bir isim: Susan Sontag
“Edebiyat özgürlüktür” diyen Amerikalı yazar ve denemeci Susan Sontag, 92 yaşında. Yaşamı boyunca önemli çalışmalara imza atan Sontag, 21. yüzyıl çağdaş dünya edebiyatının yetkin kalemlerin başında geliyor.
Haber Merkezi
Çağdaş dünya edebiyatının önemli ismi Susan Sontag’ın 92’inci doğum yılı. 21. yüzyılın önemli düşünce insanlarından olan Sontag, yazdıklarıyla, söyledikleriyle her daim adından söz ettirdi. Sontag’ın hayatına dair kısa bir kesiti sunmanın yanında; Başkalarının Acısına Bakmak kitabıyla da kendisini anıyoruz.
Susan Sontag, 1933’te New York’ta doğdu. Çocukluğu Tucson, Arizona ve Los Angeles’ta geçti. On beş yaşındayken California Üniversitesi’ne girdi. Bir yıl sonra Chicago Üniversitesi’ne geçiş yaptı ve 1951’de mezun oldu. Çalışmalarını Harvard Üniversitesi’nde sürdürdü ve felsefe doktorası yaptı. 1957-1958 yıllarında Paris Üniversitesi’nde çalıştı.
Daha sonra Amerika’ya dönerek New York Koleji’nde felsefe dersleri verdi ve Columbia Üniversitesi’nde öğretmenlik yaptı. 60’lı yıllar boyunca The New York Review of Books, Commentary ve Partisan Review’da birçok denemesi yayınlandı.
Film senaryoları yazan ve yönetmenlik de yapan Susan Sontag’ın denemeleri arasında Sanatçı: Örnek bir Çilekeş, Fotoğraf Üzerine ve Başkalarının Acısına Bakmak sayılabilir. Yanardağ Sevdalısı, Amerika’da, İyiliksever ve Ölüm Tüneli adlı romanları dışında Ben, Vesaire adlı bir de öykü kitabı vardır. Sontag 2004’te New York’ta öldü.
Yazarın Başkalarının Acısına Bakmak kitabıyla kendisini analım;
GÖRÜNTÜ VE SESLER…
Başka bir ülkede meydana gelen felaketlerin seyircisi olmak, gazeteciler diye bilinen profesyonel, uzman turistlerin bir buçuk asrı aşkın sürelik maceralarında gittikçe katlanan birikimleriyle doğrudan ilintili olan, esaslı bir modern deneyimdir. Öyle ki, artık savaşlar hepimizin oturma odalarında sükûnet içinde seyredilip dinlenen görüntü ve seslere dönüşmüş durumdadır.
Modern hayatın temel özelliklerinden biri, dünyanın dört bir köşesinde yaşanan dehşeti uzaktan, fotoğraf aracılığıyla izleyebilmek için sayısız imkân sunmasıdır.
Peki, dünyayı görme biçimimizin temel parçalarından birini oluşturan fotoğraf, bakanın gerçeklik algısını aşındırır mı? Bizden uzaktaki insanların acılarıyla hakiki bir bağ kurabilir miyiz?
Günümüzde bir klasik haline gelen Fotoğraf Üzerine kitabından yirmi yıldan fazla bir süre sonra yayımlanan Başkalarının Acısına Bakmak, görüntülerin kullanım biçimlerinin yanı sıra, şiddetin görsel temsilinin, savaş görüntülerinin ekran aracılığıyla sıradanlaşmasını, bunun çağdaş toplum üzerindeki etkilerini ve tehlikelerini soruşturuyor.
Sayfa:136
YARALI KADINI TAŞIYAN ASKER
Bosna’da BM Koruma Gücü’nden bir asker, yaralı bir kadını taşıyor, 1994…
Başkalarının Acısına Bakmak, insanı dünyayı olduğu gibi görmeye, onun temsil edilme biçimleri üzerine kafa yormaya, hatta onu değiştirmeye yönelik bir şeyler yapmaya teşvik ediyor.