Dünyanın Kaderine Atılan Zar kitabıyla göç mücadelesine yeni bir bakış
Erdal Demirkıran, Türkiye’nin düşünce dünyasında sınırları zorlayan bir yazar olarak tanınıyor. “Dünyanın En Akıllı İnsanı” unvanını kendiyle özdeşleştiren yazar, özgün dili ve sıra dışı bakış açısıyla geniş bir okuyucu kitlesine sahip. Demirkıran, bu eseriyle bir kez daha dünyanın kaderine dair ezber bozan sorular soruyor.
Haber Merkezi
Türkiye’nin önde gelen yazarlarından Erdal Demirkıran, yeni romanı Dünyanın Kaderine Atılan Zar ile okuyucuları yepyeni bir serüvene davet ediyor. Destek Yayınları’ndan çıkan eser, politik ve psikolojik ögelerin harmanlandığı, stratejik derinliklerle dolu bir kurgu sunuyor.
Dünyanın Kaderine Atılan Zar dünya liderlerinin insanüstü mücadelelerine, içsel çatışmalarına ve toplumlara yön veren kararların perde arkasına ışık tutuyor. Kitap, zekice yazılmış diyalogları ve olay örgüsü ile liderlerin iç dünyalarını, karar alma süreçlerini ve manipülasyonların nasıl gerçekleştiğini büyük bir ustalıkla anlatıyor.
Roman, dünya tarihine farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak okuyucuları, insan doğasının kararlarını ve sonucunda oluşan kaosu düşünmeye davet ediyor.
Sayfa: 120
BÜYÜK LİDERLERİN BARIŞ VAATLERİ
Tarihteki birçok savaş, akıl almaz sebeplerle ya da sebepsiz yere başlamıştır. Büyük liderlerin barış vaatleri, sevgi nidaları, kahramanlık gösterileri çoğu zaman kişisel hırslar yüzünden yerini büyük çatışmalara bırakmıştır. Sıradan olayların yol açtığı bu yıkımlar, genellikle trajedilerin de gerçek kaynağı olmuştur.
Yazar Erdal Demirkıran, basit nedenlerle çıkan zor savaşları geçmişten örnekler vererek anlatıyor. Savaşın yıkıcı etkilerinden ve milyonlarca insanın hayatını altüst eden benmerkezci kararlardan bahsediyor.
Yazar Erdal Demirkıran
GEÇMİŞ VE BUGÜN ARASINDA BAĞ KURMAK
Bu yıkıcı mücadelelerin esasen siyasi güçlerin ve liderlerin kirli birer oyunu olduğunu vurguluyor. Başrolde bu kez bir nanoteknoloji firması ve bir sanayi devi var.
Trajediyi, hırsları ve politik gücün çirkin yüzünü yansıtan bu romanda; küçük bir ego çatışmasıyla başlayan yok etme yarışı, iki büyük liderin oynadığı saçma sapan bir kumara dönüşüyor.
Bunun Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatması akıl kârı gözükmüyor ama geçmişe bakılırsa bu şaşırtıcı da gelmiyor. Bakalım bu kez insanlık, geçmiş ve bugün arasındaki bağları sorgularken aynı hataları yapacak mı?