Ümit Yenişehirli yazdı: İlk Hristiyanlar Noel’i kutlamıyordu


Haber Merkezi

İlk Hristiyanlar Noel’i kutlamıyordu

Ümit Yenişehirli

Ülkemizde, aralık ayının son günlerinin en ateşli tartışması olan “Noel ve yılbaşı meselesi”, bir kez daha bolca konuşuluyor.

Kökeni Hristiyan dünyasına ait dini ve kültürel bir gelenek tuhaf bir biçimde bu derece gündem olurken; durumu daha da garip kılan ise 25 Aralık’la ilgili atıf yapılan Hristiyan dünyasında da Hz. İsa’nın doğum günü ile bu güne ilişkin geleneklere dair rivayetlerin muhtelif olması.

BİR PAGAN FESTİVALİNDEN HZ. İSA’NIN DOĞUM GÜNÜ İCAT ETMEK

Bu tartışmalardaki öncelikli sorun şu ki, Hristiyan dünyası, daha Hz. İsa’nın doğum gününün gerçekten 25 Aralık olup olmadığı noktasında hemfikir değil.

World Christian Encyclopedia’dan (Dünya Hristiyan Ansiklopedisi) tutun da Encyclopedia Britannica’ya kadar Batılı birçok referans yayında bile tarih konusunda farklı yaklaşımlar var.

Öncelikle, ilk Hristiyanlar arasında, Hz. İsa’nın doğum tarihinin 25 Aralık değil de 25 Mart olduğuna inananlar çoğunluktaydı.

Üstelik, bu tarihten de pek emin olunamıyordu. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin “İsa” maddesinde yer alan bilgilere göre, bugün kullanılan “M.S. 1”inci yılı esas alan tarih, VI. yüzyılda yaşamış bir papaz olan Dionysius Exiguus tarafından ortaya konulmuştu. Oysa birçok hesaplamaya göre, Hz. İsa’nın doğruya en yakın doğum tarihi, milattan önce 5 ya da 4’üncü yılda, üstelik sonbaharda olmalıydı.

DÖRT ASIR BOYUNCA BÖYLE BİR KUTLAMA YAPILMAMIŞTI

Hristiyanlığa önce sert önlemlerle karşı çıkan, ilk Hristiyanlara büyük zulümleri reva gören, M.S. 4’üncü yüzyılda ise direnmeyi bırakıp devlet dini ilan eden Roma İmparatorluğu, Hz. İsa’nın doğumunu 25 Aralık olarak kabul eden görüşü benimsemişti.

Roma yönetimi, bu tarihi kutlamayı başlatmak isteyince kimi putperest bayramları da yeni dinin içine sokmuştu.

Böylece, pagan inancında önemli bir yeri olan, günlerin uzamaya başlamasının tarihi olan 21 Aralık kış gündönümü Saturnalia Festivali’nin 25 Aralık’ı da kapsayan popüler kutlamalarının arasına Hz. İsa’nın doğum günü de katılmış oldu.

Bu tarih aynı zamanda, Hindistan’dan inanç ithal eden Romalılar için kutsal sayılan Hint-Avrupa tanrısı Mithra’nın da doğum tarihiydi. Romalı yöneticiler bu şekilde, özellikle Avrupa’nın kuzey bölgelerindeki putperestleri Hristiyanlığa ısındıracaklarını düşünmüşlerdi.

Bu tarih, o kadar Hristiyanlık dışı bir şeydi ki, Hz. İsa’nın arkadaşları ve ilk Hristiyanlar ile onların devamı nesillerin 25 Aralık’ta kutladıkları herhangi bir şey yoktu. Aksine pagan gelenekleri diye bu tarihlerdeki kutlamalara şiddetle karşıydılar.

Ne var ki, devletin tutumu baskın çıkacak ve 336 yılında imparatorluk / kilise, 25 Aralık’ın Hz. İsa’nın doğum günü olduğunu ve kutlamalar yapılacağını “resmen” ilan edecekti.

NOEL İSTANBUL’DA UZUN SÜRE 6 OCAK’TA KUTLANDI

Noel kutlamaları, Hristiyan dünyasında yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlarken, bu defa da Roma İmparatorluğu’nun zayıflayarak Batı ve Doğu Roma İmparatorlukları olarak ikiye bölünmesi yeni anlaşmazlıklara yol açacaktı.

İstanbul merkezli Doğu Roma İmparatorluğu, sonraki adıyla Bizans İmparatorluğu ile doğudaki diğer birçok Ortodoks Hristiyan toplumda Hz. İsa’nın doğumu 378 yılından itibaren 6 Ocak’ta kutlanmaya başlamıştı.

Bu durum; Batı ile Doğu arasındaki Hristiyan ilahiyatının tarihsel sürecine ilişkin anlaşmazlıklar ile Gregoryen ve Jülyen takvimlerinin farklılıklarından dolayı ortaya çıkmıştı.

Noel; Hıristiyanlığın diğer önemli merkezleri Antakya, İskenderiye ve Kudüs’te ise ancak 500’lerde kutlanmaya başlamıştı.

Sonuçta, Roma İmparatorluğu ve kilise, devlet zoruyla 25 Aralık’ta ısrar etse de Batılı birçok toplumda bu gün yeterince ilgi görmemişti. Son tahlilde Noel, ancak 9’uncu yüzyıldan itibaren – farklı tarihlerde olsa da – hem Batı’da hem de Doğu’da eskiye göre daha fazla katılımla kutlanır olmuştu.

PÜRİTEN İNGİLİZLER HEM NOEL’İ HEM DE FUTBOLU YASAKLAMIŞTI

Noel konusundaki anlaşmazlık, sonraki asırlarda da devam edecekti. İngiltere’de 16. yüzyılın başlarında Protestan Reformu’nun bir parçası olarak ortaya çıkan Püriten hareket, putperestlikten gelenekler aldığını söyledikleri Katolikliğin Hristiyanlık’taki etkilerinden kurtulmak için harekete geçmişti.

Noel kutlamalarını, “Papalık süsleri “ ve “canavar paçavraları” olarak niteleyen Püritenler, İngiliz krallığının da kendilerine destek vermesi üzerine ülke çapında Noel kutlamalarını yasaklatmışlardı. Püritenler, Noel’i kutlayanları, “gürültülü eğlenceler yapmak, Noel’i yaklaşan yılbaşıyla birleştirip bu gürültüyü daha da artırmakla” suçluyorlardı.

Bu mezhebin mensupları, Noel yaklaştığında ortaya çıkan çam ağaçlarını kırıyor, yakıyor, kutlamaya hazırlananları tehdit ediyor, 25 Aralık günü ise tehditlere aldırmayanlara saldırıyorlardı.

Bu yeni mezhebin taraftarları ayrıca, yine bir putperest âdeti olduğunu belirttikleri futbolu da yasaklamışlardı. Baskı o kadar artmıştı ki, Katolikler Noel kutlamalarını bodrumlarda ya da şehir dışındaki tenha yerlerde yapmak zorunda kalmışlardı.

GEORGE WASHİNGTON NOEL GECESİ SAVAŞA GİRİŞMİŞTİ

O dönemde Amerika’ya başlayan göçlere katılan Püritenler, Yeni Kıta’da da bu tutumlarını sürdürmüştü. Amerika’da 17 ve 18’inci yüzyıllarda Noel pek kutlanmazken bu gün, sadece Alman göçmenler arasında yaygındı.

Örneğin, ABD’nin kurucusu George Washington açısından Noel’in “manevî değeri” o kadar önemsizdi ki, 1776’nın Noel gecesinde son hazırlıklarını yapan ordusuyla 26 Aralık’ın ilk saatlerinde İngiliz sömürgesi ile ortak hareket eden paralı Alman askerlere büyük bir saldırı başlatmıştı.

Aynı tarihlerde Fransa’da yönetimi ele geçiren ateist oluşum “Culte de l’Etre Supreme” de – Yüce Varlık (Akıl) Kültü – Noel ayinlerini yasaklamıştı. Ateistler bu dönemde, Noel yerine “Eşitlik Pastası” adını verdikleri seküler bir bayramı yaygınlaştırmaya çalışmışlardı.

SOVYETLER’DE NOEL KALDIRILDI, “HAÇLARA TÜKÜRME BAYRAMI” BAŞLADI

Sovyetler Birliği’nin komünist ilkelerle 1917’de kurulmasının ardından, devlet ateizmi politikası uyarınca, Noel kutlamaları diğer Hristiyan bayramlarıyla birlikte yasaklanmıştı.

“Militan Ateistler Birliği” ise takip eden yıllarda; önce “Dinsizlik Bayramı”nı ihdas etmiş, bir süre sonra da çocukların katılmasının zorunlu olduğu “Haçlara Tükürme Kampanyaları” düzenlemişti.