OECD: Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3,5 büyümesi bekleniyor
OECD’nin, yayınladığı rapora göre, küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,2 ve Türkiye ekonomisinin ise küresel ekonomi ortalamasının üzerinde bir oranla yüzde 3,5 büyümesini öngörülüyor.
AA
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Ekonomik Görünüm Raporu yayınladı.
Bu kapsamda OECD, küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,2, 2025 ve 2026’da yüzde 3,3 olacağını tahmin ediyor.
Böylece, dünya ekonomisinin gelecek 2 yılda genel olarak stabil bir büyüme seviyesini koruması bekleniyor.
OECD’nin son yayınladığı raporuna göre küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörürken, Türkiye’de ise ekonomik büyümenin yüzde 3,5 olmasını bekliyor.
2024-2025-2026 KÜRÜSEL BÜYÜME BEKLENTİSİ ARTTI
OECD, mayısta yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel ekonomik büyümeyi bu yıl ve 2025 için sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,2 olarak öngörmüştü.
Kurum, eylülde yayımladığı geçici ekonomik görünüm raporunda da küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,1 büyüyeceğini tahmin etmiş, 2025’e ilişkin öngörüsünü de yüzde 3,2 olarak belirlemişti.
Böylece OECD, her iki yıla ilişkin büyüme öngörüsünü önceki tahminlerine göre, yüzde 0,1 yukarı yönlü revize etti.
ABR VE ÇİN’İN EKONOMİK BÜYÜMESİ
Bu yıl ABD ekonomisinin yüzde 2,8 ve 2025’te yüzde 2,4, Çin ekonomisinin ise sırasıyla yüzde 4,9 ve yüzde 4,7 büyüyeceği tahmin ediliyor.
TİCARETTE KORUMACI POLİTİKALARA İLİŞKİN UYARI
OECD, ticarette korumacı politikalarda artışa ilişkin uyarıda bulundu. Ticaret politikası belirsizliği son yıllarda artarken, büyük ekonomiler tarafından uygulanan bu ithalatı kısıtlayıcı önlemlerin sayısında süregelen bir artış gözleniyor.
Küresel ticaret kısıtlamalarının artması ithalat fiyatlarını yükseltirken, işletmeler için üretim maliyetlerini artırma ve tüketiciler için yaşam standartlarını düşürme riski oluşturuyor.
TÜRKİYE İÇİN BU YILA İLİŞKİN BÜYÜME TAHMİNİ HAFİF YÜKSELDİ
Gerekli makroekonomik istikrar politikalarının iç talebi yavaşlatması nedeniyle Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 3,5 ve 2025’te yüzde 2,6 büyüyeceği öngörülüyor. Bu oran 2026 için ise yüzde 4 olarak tahmin edildi.
OECD, mayıstaki raporunda, Türkiye ekonomisinde büyümenin bu yıl yüzde 3,4 ve 2025’te yüzde 3,2 olacağını tahmin etmişti.
Kurum eylüldeki değerlendirmesinde ise Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,2 ve 2025’te yüzde 3,1 büyüyeceğini öngörmüştü.
EKONOMİK BÜYÜME ILIMLI SEYREDECEK, PARA VE MALİYE POLİTİKASI ROTASINDA KALMALI
Rapora göre, Türkiye’de sıkılaşan finansal koşullar ve devam eden mali konsolidasyon, hane halkı tüketimini sınırlandıracak. Deprem sonrası yeniden yapılanma sürecinin etkileri geçtikçe, yatırım ve kamu tüketimi de yavaşlayacak.
Ancak dış ortamdaki iyileşme ve uluslararası turizmde devam eden canlanmayla, Türkiye’nin ihracatının artması bekleniyor.
Türkiye’de cari işlemler dengesi ekonomik büyümenin itici güçlerinin yeniden dengelenmesi, turizmdeki olumlu görünüm ve Sakarya sahasındaki doğalgaz üretimiyle iyileşme gösterdi. Döviz rezervleri artarken, para ve maliye politikasının sıkı kalmaya devam edeceği öngörülüyor.
OECD’ye göre, para ve maliye otoritelerinin her ikisi de Türkiye ekonomisini sürdürülebilir bir patikaya oturtmak için politikaları sıkı tutma yönünde kararlılıklarını yineledi.
MERKEZ BANKASI’NIN POLİTİKA FAİZİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 50’de tutarken, fiyat istikrarı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağını belirtti.
TÜRKİYE’NİN ENFLASYON BEKLENTİSİ
Bu kapsamda, Türkiye’de ekonomik büyüme ılımlı seyredecek. Enflasyonu kontrol altına almaya yönelik tedbirler etkisini gösterecek ancak enflasyon kademeli şekilde düşecek.
OECD, Türkiye’de enflasyonun yıllık ortalamada 2025’te yüzde 30,7 olacağını, 2026’da ise bu oranın yüzde 17,2’ye gerileyeceğini öngördü.
“MAKROEKONOMİK İSTİKRAR POLİTİKALARI” SÜRMELİ YORUMU
Rapora göre, iyileşen uluslararası havadan tam olarak faydalanabilmek için yetkililerin, enflasyon hedeflere ulaşma yolunda sağlam bir şekilde ilerleyene kadar makroekonomik istikrar politikalarını sürdürmesi gerekiyor.
İstikrarlı ve öngörülebilir bir politika çerçevesi, istikrarlı bir makroekonomik ortamla birlikte uluslararası yatırımları önemli ölçüde çekebilir. Yapısal reformlar bu istikrar çabalarını daha da destekleyebilir ve uzun vadeli büyümeyi artırabilir.
RAPORUN EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ
-Raporda, enflasyonun ılımlı seyretmeye devam etmesi ve ticaretteki canlanmayla, küresel ekonomi birçok belirsizliğe rağmen dirençli olmayı sürdürüyor.
-İş gücü piyasası üzerindeki baskılar hafiflemeye devam ederken, işsizlik genel olarak düşük seyrediyor.
-Tüketici güveni birçok ülkede henüz salgın öncesi seviyelere ulaşmamış olsa da enflasyondaki düşüş reel hane halkı gelir artışı ve harcamalarını destekliyor.
-Reel faiz oranları kısıtlayıcı kalmaya devam ediyor ancak düşük nominal getiriler, faize duyarlı konut ve kredi piyasalarında bazı erken canlanma işaretleri yaratıyor.
-Hizmet sektörlerinde süren baskılara rağmen birçok gelişmiş ve gelişmekte olan piyasa ekonomisinde manşet enflasyon hedef seviyeye döndü.