Hayati Yazıcı: Muhalefet, ‘dini inancı sebebiyle başını örten’ ifadesini çıkarmak istedi

0
139

Hayati Yazıcı: Muhalefet, ‘dini inancı sebebiyle başını örten’ ifadesini çıkarmak istedi

Muhalefet oylamaya katılmadı

“Türkiye’de gerçekten yıllardan bu yana başörtüsüyle alakalı yapılan uygulamalar büyük travmalara yol açmıştır. Türkiye bu konudaki uygulamalar sebebiyle toplumsal hayatında, aile ölçeğinde, bireylerin yaşam tarzında haksız uygulamaların sergilendiği ülke olmuş. Vatandaşımız bu yasaklara karşı tepkisini yıllardır koydu. Anayasada, yasalarda, kanun ve anayasa düzeyinde herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen fiili durum olarak bu yasak uygulandı. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi dikleşmeden, dik durarak bu haksızlıklarla mücadele ettik. Bu konuyu Türkiye’nin gündeminden çıkardık.”

AK Partili Hayati Yazıcı, muhalefetin itiraz gerekçesini anlattı

“YÖK, devlet memurları yönetmeliğinde yapılmış olan değişiklikleri yürürlükten kaldırdık. Artık inancı gereği başını örten vatandaşlarımızın kamusal alanda faaliyette bulunmasının önünü açtık. Bu sorun halledilmiş durumdaydı. Birden nasıl olduysa CHP bu alanı yasayla düzenlemek suretiyle gündeme taşıdı. Bu şunu çağrıştırdı; başörtüsü konusundaki bütün uygulamaların özünde fiili durum, hukuk dışı duruşlar, laiklik bahane edilmiştir. Danıştay, AYM, YÖK ve kimi üniversiteler öyle yaptı. Bu teklifle yeniden gündeme taşındı. Bu alanı kanunla düzenleyelim şeklindeki teklif. İleride gelecek zamanlarda daha önce yaşanmışa benzer fiili durumlar avdet edebilir kaygısına yol açtı. Bunun yer alacağı düzey Anayasa olması lazım. Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğünün uzantısıdır. Hak ve özgürlükler katalog olarak Anayasa’da yer alır. O halde bunu Anayasa’da düzenleyelim dedik.”

“Bu konuyu Türkiye’nin gündeminden çıkarmıştık”

“Çalışmalar yapıldı, Anayasa’nın 24. maddesinde başörtüsü, din ve vicdan özgürlüğünü tahkim ederek, 41. maddede aile yapısıyla ilgili teklif hazırladık. Teklif hazırlama süreçlerinde arzu ettik ki bu Meclis bunca zamandır birlikte, iktidarıyla, muhalefetiyle düzenleme yapabilmiş değil. Bütün bu karmaşa ortamına, keskin siyasi rekabete rağmen bu noktada birlikteliği sağlayalım, bunu arzu ettik. Ama kabul görmedi. Teklifimizle alakalı muhalefet partileri değişiklik önergesi verdi. 24. madddede din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili iki maddede, ‘dini inancı sebebiyle başını örten’ ifadesi vardı. Bu ifadenin buradan çıkartılmasını istediler. Neden çıksın? Gerekçe ne?”

“Nasıl olduysa CHP gündeme taşıdı”

“Zaten dini inancı gereği olarak başını örtüyor. Vatandaş bunu böyle ifade ediyor ve kabul görüyor. Devletin kural koyma yetkisinin sınırı var, sizin hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaması gerekir. Muhalefet partileri teklifimizi başkalaştıracak, varoluş sebebini ortadan kaldıracak değişiklikle geldiler. Getirdikleri teklif bizim teklifimizde değişiklik içeren teklifti. Sorunu bağlamından kopartan bir teklif. Başörtüsü düzenlemesini niçin yapıyoruz? Başını örtmek din ve vicdan özgürlüğünün devamı. Bu dini inancı ibaresini metinden çıkartılmasını talep ediyorlardı. Bizim teklifimizde başörtülü veya başı açığa devlet müdahale edemez şeklindeydi. Muhalefetin getirdiği öneri başörtüsü problemini çözmüyor, başkalaştırıyordu.”

“Dini inancı sebebiyle başını örten” ifadesinin çıkarılmasını istediler

“Başörtüsüne ilişkin düzenleme nereden neşet ediyor? Din ve vicdan özgürlüğün gereğidir. Böyle bir gerek olmasa biz de düzenleme yapmayız. Metinde ‘dini inancı gereği’ ifadesi bu konuya vurgu yapmak için yer alıyor. Onlar bu ibarenin metinden çıkarılmasını istedi. Baş örtüyü sosyal davranış biçimi olarak düzenleme öneriyorlar. Dolayısıyla kabul görmedi. Bu dini kuralları esas alarak düzenleme olur, Anayasa Mahkemesi iptal eder, laiklik diye argümanlar kullanılıyor. Laiklik dini değerlerin düşmanı bir araç değil. Din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olan bir kavram. Dini inancı gereği başını örtmenin anayasal güvenceye kavuşturulmasının laikliğe aykırı şekilde yorumlanabileceğini zannetmiyorum.”

“Getirdikleri öneri, başörtüsü sorununu çözmüyor”

“İşi doğru yapmak lazım. Doğruyu farklılaştırırsanız ileride teamüle dönüşür. Biz doğru olan yerde durduk, muhalefet bunu kabul etmedi, komisyonu terk ettiler. Biz Meclis’e taşıyacağız. Genel kurulda oylama gizli yapılacak. Milletvekilleri vicdanlarına danışarak bunun Türkiye için doğru olup, olmadığını düşünerek oy verecek veya vermeyecek. Biz gücümüz kadar iş yapmakla yükümlüyüz. Şayet kabul edilmezse biz bunu millete taşırız. Bu yaşanmış süreç olacak. Seçim kampanya platformlarında tartışılır. Biz yaptığımızın doğru olduğuna inanıyoruz. Bize siyasi katkısı olmanın ötesinde Türkiye için doğrudur yaptığımız. Türkiye, travmatik, hukuk dışı süreçleri yaşamamalıdır. Başarabilirsek gücümüz bu, başaramasak da bu ülkenin sahibi aziz millettir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz