İnsanın geleceğine bir bakış: Birey, toplum ve medeniyet


Haber Merkezi

Felsefi, teolojik ve sosyolojik açılardan insanlık tarihine geniş bir perspektiften bakan kitap, okuru derinlemesine düşündüren bir keşif yolculuğuna çıkarıyor.

Kubilay Aktaş, okura hem bireysel hem de toplumsal düzeyde düşünmeye teşvik eden derinlemesine bir analiz sunarken metin boyunca Medeniyetlerin Vahiy ile İrtibatı, Adalet, Hakikat ve İnsanlık İlişkisi, Bireyin Kendi Yolculuğunda Hakikat Arayışı gibi konuları ele alıyor.

Medeniyet, bir toplumdan ve sınırları olan bir ülkeden daha geniş bir kavramdır. Bu nedenle bir milleti de aşan genişlikte toplulukların ortaya koyduğu her şeyi, medeniyetin içine dahil etmek mümkündür.

Hangi topluluk, neyi temel alırsa, medeniyetini de onun üzerine kurar. Batı, özellikle 17’nci yüzyıldan beri pozitif bilimleri temel aldı ve bilimi din boyutuna yükseltirken, insanı ise evrimleşmiş bir hayvan türüne indirgedi. Basit fiziksel ihtiyaçlarla insanı tanımlayarak ona bir medeniyet vermeye çalıştı.

Gelinen noktada ister sosyalist ister kapitalist bir yaklaşımla kurulmak istensin, Batı’nın dayattığı medeniyet, insanı anlayamadı, ihtiyaçlarını karşılayamadı, sorularına cevap bulamadı.

Sayfa: 344

İNSAN NEDİR…

İnsanı anlayan medeniyet, insan medeniyeti olan İslam medeniyeti idi ve bu gerçek şimdi yeniden ve inkâr edilemez şekilde, modern insanın karşısında duruyor.

Kubilay Aktaş, Son İnsan Medeniyeti adlı bu eserinde, İnsan nedir?, Hakikat nedir?” Medeniyet nedir? sorularına cevaplar veriyor.

MEDENİYET

Öncelikle ilk olarak Medeniyet nedir sorusuna cevap vermeliyiz. Medeniyet, bir ülke veya toplumun veya diğer zeki canlı türlerinin, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Memleketleri imâr ederek, insanları sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlâki yönden refah ve huzura kavuşturmak diyebiliriz.

Belirli bir nokta söyleyemeyiz şuradan veya buradan çıktı diye, Çin’den Uygur ve Orta Asya Türklerine; Hindistan’dan ve Mezopotamya medeniyetinden eski Mısır medeniyetine; Ege kıyılarındaki antik çağ sitelerinden Roma’ya; Batı Avrupa’da aydınlatma çağını yaratan, sanayi inkılabını gerçekleştiren milletlere ve nihayet Amerika ve Uzak Doğu’daki Japonlar’a kadar, tarih boyunca sayılamayacak kadar çok ülkenin ve ulusun katkısı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.